
İstanbul’da Onur Yürüyüşü öncesi kalabalık şekilde sokaklarda dolaşan polis, Cihangir’de kafelerde oturanları gerekçe göstermeden gözaltına aldı. AFP fotomuhabiri Bülent Kılıç da gözaltına alındı. Gözaltılara rağmen yüzlerce LGBTİ, Beyoğlu sokaklarında yürüyüş gerçekleştirdi.
İstanbul’da saat 17.00’de başlayacak Onur Yürüyüşü öncesi sokaklar polis ablukasına alındı. Cihangir ve Sıraselviler’de barikat kuran polis, Sıraselviler’e çıkan sokakları kapattı.
LGBTİ+’lar polis saldırısını aşarak Cihangir Pürtelaş Sokak’ta bir araya geldi. “Dünya yerinden oynar, ibneler özgür olsa, dönmeler özgür olsa”, “Gökkuşağı değil, ayrımcılık suç”, “Kürdistan vardır, lubunyalar vardır”, “Trans cinayetleri politiktir” sloganlarıyla basın açıklamasını okudu. Açıklamanın ardından LGBTİ+’lar Cihangir ara sokaklarında yürüyüş yaptı.
Pürtelaş, Bolahenk, Ülker Sokak’ta yürüyüşün ardından polis Kazancı Yokuşu’nda LGBTİ+’lara tekrar saldırdı. Çok sayıda kişi gözaltına alındı. Halk, polis işkencesini camlarından tencere tava çalarak protesto etti.
Açıklamanın tam metni şöyle:
20. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşümüzü 26 Haziran Pazar günü her yıl olduğu gibi bu yıl da Taksim’de gerçekleştiriyoruz.
2013 yılında direniş teması ile bir araya gelerek Gezi isyanına akan bizler, gittikçe artan homofobi, transfobi ve bifobi ve her türlü fobiye karşı, erkek egemen devlet politikalarına karşı, heteroseksizme ve şiddete karşı yeniden direniş diyoruz!
Gezi Parkı için yargılanan ve iktidarın uygun gördüğü kurallara göre karar veren mahkemelerin hukuksuzca ağır hapis cezaları verdiği tüm direnişçileri ve dün 900. haftada bir araya gelen ve gözaltına alınan, yıllardır Galatasaray meydanında kayıplarını arayan Cumartesi Annelerini/İnsanlarını selamlıyoruz.
Her türlü yok saymaya, hedef göstermeye, yıldırma ve susturma politikalarına karşı Taksim’in tüm sokaklarından burada olduğumuzu, ateşimize su olmayan herkesi yakacağımızı bir kez daha güçlü bir şekilde haykırıyoruz; alışın ya da barışın bizim gitmeye hiç niyetimiz yok.
Çark caddelerimize, evlerimize, sokaklarımıza, bedenlerimize yapılan saldırılara, tahakküm kurmalara inat yan yanayız; bazen omuz omuza bazen de bacak omuza. Devlet eliyle üretilen nefret yüzünden katledilen ve intihara sürüklenen tüm arkadaşlarımızın ahıyla buradayız. Zirve Soylu, Hande Kader, Okyanus Efe, Eylül Cansın, Roşin Çiçek, Doski Azad, Ahmet Yıldız ve diğer tüm arkadaşlarımızın hesabını soracağız.
‘Trans cinayetleri politiktir’
Tıpkı Esat/Eryaman’da yerinden edilen seks işçisi arkadaşlarımızın mücadelesini yürüttüğümüz gibi, tıpkı Küçük Bayram Sokak’ta yaşayan, çalışan trans seks işçisi kadınların pandemiye rağmen yerlerinden edilmesine karşı direndiğimiz gibi, şimdi de İzmir’de Bornova Sokak’ta çalışan seks işçisi trans kadın arkadaşlarımızla birlikte direniyoruz. Geçen yıl 6 Mart’ta gerçekleşen Büyük Kadın Buluşması’nda özellikle seçilerek gözaltına alınan Kürt trans+ arkadaşlarımıza verilen para cezasını kabul etmiyoruz.
“Biji berxwedana lubunya’
Savaşın ve yarattığı baskının giderek herkesi ve her şeyi yuttuğunu biliyoruz. 2015’ten beri gittikçe ağırlaşan savaş politikalarının ve Kürdistan’da sürdürülen savaş politikalarının karşısında da direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz. Ne Lubunyalar Kürdistan’a, ne de Kürdistan LGBTİ+ hareketine sırt çeviremez.
Lubunyaların ve kadınların yaşamını korumayı hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’ni tek gecede kaldıranlara karşı direnmeye devam ediyoruz. Bu hukuksuz geri çekilmeye karşı kadınlar ve LGBTİ+ lar olarak haklı mücadalemizi irademizle sürdürüyoruz. Bizi cezasızlık politikası ile terbiye etmeye çalışanlara burdan sesleniyoruz; İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!
Meriç nehrinde, Ege’nin ve Akdeniz’in sularında ölen dostlarımızın hesabı sorulmamışken, artan mülteci düşmanlığı ile hedef gösterilen mülteci dostlarımızla birlikte olduğumuzu, bir arada yaşamı savunduğumuzu duyuruyoruz. Göçmenleri hedef gösterenlerle, LGBTİ+’ları hedef gösteren aklın aynı olduğunu biliyoruz. Sınırsız, sınıfsız, cinsiyetsiz bir dünyanın hayaliyle bugün sokaklardayız.
‘Mülteci Lubunyalar Onurumuzdur’
Devletin ve devlet gücüyle hareket eden paramiliter çetelerin hedef göstermelerine, nefret kampanyalarına karşı birbirimize ve direnişimize sahip çıkıyoruz.
LGBTİ+ düşmanlığının sadece bu topraklara özgü olmadığını biliyoruz. ,İiki gün önce Oslo’da yaşanan saldırıda hayatını kaybeden LGBTİ+’ları anıyor, mücadelemizin ve dayanışmamızın sınır tanımadığını hatırlatıyoruz.
Kaybettiğimiz dostlarımızın, her yerde direnen lubunyaların sesleri kulaklarımızda, enerjileri coşkumuzda, cesaretleri direnişimizde. Her birimiz her birimize güç oluyoruz, birlikte güçlüyüz. Gücümüzü direnişimizden alıyoruz, direnmeye devam ediyoruz. Bizler her yıl Haziran ayının son haftasında sokaklarda onurunu ve var oluşunu kutlayan LGBTİ+’lar olarak mücadelemizdeki ısrarımız, yarına duyduğumuz umut, birbirimizden aldığımız cesaret ve dayanışmayla buradayız. Vardık, varız, varolacağız! (Kaos-GL)
